Lise ve Ortaokul Öğrencilerinin Dijital Şiddet Algısı Karşılaştırıldı Bakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre, Aralık 2024’te başlayan araştırma kapsamında, ortaokul öğrencilerinin dijital şiddet algısı incelendi. Şubat 2025’te ise lise 10 ve 11. sınıf öğrencileri de araştırmaya dahil edilerek farklı yaş gruplarının dijital şiddeti nasıl algıladığı karşılaştırıldı. Anket Sonuçlarına Göre Öğrencilerin Dijital Şiddet Algısı Araştırma sonuçlarına göre,…
Bakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre, Aralık 2024’te başlayan araştırma kapsamında, ortaokul öğrencilerinin dijital şiddet algısı incelendi. Şubat 2025’te ise lise 10 ve 11. sınıf öğrencileri de araştırmaya dahil edilerek farklı yaş gruplarının dijital şiddeti nasıl algıladığı karşılaştırıldı.
Araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin en fazla şiddet olarak algıladığı davranışların başında özel bilgi ve fotoğrafların internet ortamında paylaşılmasıyla tehdit edilmek geliyor. Lise ve ortaokul öğrencilerinin benzer şekilde bu durumu şiddet olarak değerlendirdiği görüldü.
Öğrenciler arasında, sosyal medyada gönderilerin kasten beğenilmemesi, beğenilerin geri çekilmesi ve dijital ortamda gruplara alınmama gibi durumların %15 ila %20 arasında şiddet olarak algılandığı tespit edildi.
Araştırma, lise öğrencilerinin dijital ortamda şiddet olaylarının en çok yaşandığı yerin dijital platformlar olduğunu gösterdi. Katılımcıların %37,1’i dijital ortamda şiddetin yaygın olduğunu belirtirken, siber zorbalıkla ilgili veriler de rapora dahil edildi.
Araştırma sonuçları, dijital şiddetin yalnızca mağduriyet boyutuyla sınırlı kalmadığını, öğrencilerin hem mağdur hem tanık hem de uygulayan olarak sürecin içinde yer aldığını ortaya koydu. Özellikle izinsiz bilgi paylaşımı gibi ciddi ihlallerde mağduriyet oranının yüksek olduğu belirlendi.
Bu doğrultuda, gençlerin sosyal duygusal becerilerinin geliştirilmesi, ailelerin dijital mecralar konusunda eğitilmesi ve toplum genelinde farkındalık çalışmalarının yaygınlaştırılması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, dijital şiddetle mücadelede koruyucu ve önleyici müdahale sistemlerinin güçlendirilmesi önem taşıyor. Kamu kurumları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve ailelerin işbirliğiyle etkili bir tedbir sistemi oluşturulması öneriliyor.
Reklam & İşbirliği: [email protected]